ARTICLE
7 October 2022

Taşıma ve Lojistik Sözleşmelerinde Taşıma Süresi ve Zıya Karinesi

GP
Guleryuz Partners

Contributor

We are Güleryüz Partners, an Istanbul based law firm, offering high-quality legal services to domestic and multinational clients. Our team consists of energetic young professionals led by talented partners with strong academic backgrounds at prestigious universities in the USA, UK, and Germany, coupled with vast market experience exceeding a decade at top tier Turkish law firms. Our practice ranges from complex disputes to sophisticated M&A and finance transactions. We provide niche legal services in a wide range of legal areas such as litigation and dispute resolution, local and cross border M&As, banking, finance and capital markets, venture capital investments and start-ups, and compliance and corporate governance. We heavily invest in our pro bono projects in Turkiye and work together with institutions, foundations, and other organizations to provide legal advice to the persons in need of help. We also pride ourselves on fostering and promoting a diverse, equitable and inclusive work environment.
Taşıma sözleşmeleri, Türk Hukuku'nda 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ["TTK"] "Taşıma İşleri" adındaki dördüncü kitabında düzenlenmektedir.
Turkey Corporate/Commercial Law
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Taşıma sözleşmeleri, Türk Hukuku'nda 6012 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun [“TTK”] “Taşıma İşleri” adındaki dördüncü kitabında düzenlenmektedir. Bu yazımızda, taşıma sözleşmelerinin en önemli unsurlarından olan taşıma süresi ve bu süreye riayet edilmediğinde ortaya çıkabilecek hukuki sonuç olan zıya karinesi incelenecektir.

Taşıma süresi TTK md.873'te düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre, taşıma süresi sözleşmenin taraflarının kararlaştırdığı bir unsurdur. Tarafların bunu kararlaştırmadıkları durumlarda ise, taşıyıcı özenli bir taşıyıcıdan beklenebilecek makul sürede taşımayı yapmakla mesuldür. Bu makul süre belirlenirken, taşıma sözleşmesinin özellikleri, taşınan eşyanın türü, taşıtın nitelikleri, güzergâh seçimi gibi unsurlar göz önünde bulundurulur.

Yükün taşıma süresi içinde teslim edilememesi, geç teslim ve zıya gibi iki farklı duruma sebebiyet verebilir. Bu iki durum arasındaki farkın net bir şekilde ortaya konması çok önemlidir; keza farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Yükün geç tesliminde, taşıyan geç teslimin sebebiyet verdiği zararlardan sorumludur.

Bununla birlikte, yük taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmez ise, eşyanın zayi olduğu kabul edilebilir [TTK m. 874]. Bu süre TTK kapsamına giren taşımalar için geçerlidir. Eşyanın zıyaa uğraması, eşyanın teslim edilemeyecek hale gelmesi olarak tanımlanır. Eşyanın fiziksel tahribata uğramasının yanı sıra, eşyadan beklenen ekonomik menfaatin ortadan kalkması, özelliğini kaybetmesi gibi durumlarda da eşyanın zayi olduğu kabul edilir. Bir cam yükünün kırılması, eşyaya yetkili makamlarca el konulması veya eşyanın yanlış kişiye teslim edilip geri alınamaması gibi durumlar, eşya zıyaına örnektir.

Mevzubahis yirmi günlük süre, sınır ötesi taşımalarda otuz gün olarak düzenlenmiştir. Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi'nde [“CMR”] zıya karinesine ilişkin farklı süreler düzenlenmektedir. CMR md. 20'de düzenlendiği üzere, teslim süresinden otuz gün sonra zıya karinesi devreye girmektedir. Eğer teslim süresi kararlaştırılmamış ise, ilgili maddeye göre, taşımacı yükünün teslim alınmasından altmış gün içinde eşyanın teslim edilmemiş olması, eşyanın kaybolduğuna karine oluşturacaktır.

Eşyanın zayi olması durumunda, TTK'da hak sahibine çeşitli seçenekler tanınmıştır. Öncelikle eşyanın zıyaı durumunda, hak sahibinin tazminat talep etme hakkı doğmaktadır.  Hak sahibi tazminat talep etmekle birlikte, bu ödemeyi aldığı sırada, eşya bulunursa kendisine haber verilmesini isteyebilir [TTK m.874/f2]. Mevzubahis olayda taşıyanın tazminat yükümlülüğü kusursuz sorumluluk türüdür. Başka bir ifadeyle, taşıyanın eşyanın zıyaında kusuru olmasa bile, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.

Eşya bulunursa, hak sahibi 30 (otuz) gün içinde tazminatı geri ödeyerek eşyanın kendisine teslim edilmesini istediğini taşıyana bildirebilir. Bu durumda hak sahibinin taşıma ücretinin ödeme yükümlülüğü söz konusu olur. Ancak zıya karinesi sonucu hak sahibi bir zarara uğramışsa bu zararın tazmin edilmesini talep edebilir [TTK m. 874 /f.3].

Eğer eşya tazminatın ödenmesinden sonra bulunursa; hak sahibi bundan haberdar edilmemesini istemiş olabileceği gibi kendisine haber verilmesine rağmen eşyanın teslimine ilişkin talep hakkını kullanmayabilir, bu hallerde taşıyıcı eşya üzerinde serbestçe tasarruf hakkını kazanır [TTK m. 874 / f. Son].

Sonuç olarak taşıma sözleşmelerinde taşıma süresinin tespiti, taşımanın zamanında yapılıp yapılmadığında ve geç yapılmasına dayalı tazminat taleplerinin ileri sürülmesinde büyük önem arz eder. Bu sebeple sözleşmenin taraflarının taşıma süresinin kararlaştırılması sürecine aktif katılması gerekmekte olup, aksi halde mutad  taşıma sürelerinin uygulanacağı dikkate alınmalıdır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

We operate a free-to-view policy, asking only that you register in order to read all of our content. Please login or register to view the rest of this article.

ARTICLE
7 October 2022

Taşıma ve Lojistik Sözleşmelerinde Taşıma Süresi ve Zıya Karinesi

Turkey Corporate/Commercial Law

Contributor

We are Güleryüz Partners, an Istanbul based law firm, offering high-quality legal services to domestic and multinational clients. Our team consists of energetic young professionals led by talented partners with strong academic backgrounds at prestigious universities in the USA, UK, and Germany, coupled with vast market experience exceeding a decade at top tier Turkish law firms. Our practice ranges from complex disputes to sophisticated M&A and finance transactions. We provide niche legal services in a wide range of legal areas such as litigation and dispute resolution, local and cross border M&As, banking, finance and capital markets, venture capital investments and start-ups, and compliance and corporate governance. We heavily invest in our pro bono projects in Turkiye and work together with institutions, foundations, and other organizations to provide legal advice to the persons in need of help. We also pride ourselves on fostering and promoting a diverse, equitable and inclusive work environment.
See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More